İnsan, zamanın her kesitinde 21. Yüzyılda olduğu kadar meşgul müydü acaba? Tükettiği ölçüde üretmesi gerektiğinin farkına varan insan geçmişten bugüne hep çalıştı; kimi zaman da çatıştı durdu. Başta hayatta kalmak için doğayla savaştı. Karnını doyurmalı, sığınacak bir barınağı olmalıydı. Tarım yapmaya başladığında toprağa demir attı ve sakince dünyadaki yerini aldı. Bu dönemde insan kendi türüyle sıkı bir bağ içindeydi. Birlikten kuvvet doğmaktaydı. Artık karnı tok, sırtı pek ve korunaklıydı. Ancak insan üretmeden duramazdı. İşin içine makineler girdiğinde sanki pabucu dama atılmıştı. Bu gelişme onu yeni bir yaşam biçimini benimsemeye itiyordu. Endüstri toplumunda var olmanın gereklilikleri monoton bir hayat sürmeye zorluyordu. Gelişen teknolojiyle birlikte yaşam daha kolay hale gelse de etrafa sinsice çöken bir huzursuzluk vardı. İnsana artık tok ve kuru olmak yetmiyor muydu? Hayatını kolaylaştırdığını düşünürken aslında savaşını büyütüyor muydu?

İnsanın milyonlarca yıllık serüvenine yeni bölümler ekleniyor, her geçen gün gelecek nesillere aktaracak farklı bir hikayemiz oluyor. Geçmişte kendinden kat be kat güçlü varlıklara kafa tutan insan 21. yüzyıl yaşamında kendine yenik düşüyor. Bilginin, yaratıcılığın ve bireyselliğin ön plana çıktığı günümüz toplumunda rekabet had safhada. Çeşitli baskıların, kaçması imkansız sorumlulukların, sıkışık şehir yaşamının ağırlığı altında ezilen insanın yaraları artık ruhunda açılmakta. Hem kendisiyle hem çevresiyle savaş veren insan hayatta kalma içgüdüsüyle olsa gerek bu konuda kaçış yöntemleri geliştirdi. Nefes almalı, kendisine “Dur, sakin ol. Biraz eğlen.” demeliydi. Çünkü artık karnını doyurmak onun için oldukça kolaydı. Yalnızlaşan insan şimdi ruhunu doyurmalıydı. Bunu nasıl yapacaktı?

Sosyal bir varlık olan insan tarih boyunca nefes almak istediğinde doğayla, müzikle, dansla temasa geçmeyi seçti. Sporu benimsedi, tiyatrolar sergiledi. Teknolojiyle bezenmiş günümüzde ise kaçış imkanlarına ulaşmak ceplerimize sığan küçük tabletler aracılığıyla oldukça kolay. Bizden kilometrelerce uzakta olan sevdiğimiz birinin sesini birkaç dakikada duyabiliyor hatta hiç tanımadığımız insanların nerede ne yaptıklarını öğrenebiliyoruz. Hiç karşılaşmadığımız kişilerin medyada sunduklarını takip ediyor, onlardan besleniyoruz. Yazdıkları, söyledikleri ve gösterdikleri kimi zaman bireysel değişimler ve toplumsal yankılar da yaratabiliyor. Bu noktada etkili bulduğum bir uygulama olan Spotify, dinleyicilerine sayısız şarkı ve podcast ile her kullanıcının zevkine göre hizmet sunuyor. Yeni nesil radyo olarak da değerlendirebileceğimiz Spotify podcastleri koşuda, mutfakta, okul bahçesinde veya iş yeri yemekhanesinde kolaylıkla dinlenebiliyor. Burası alanınızda uzman olup dinleyicilerinize kendinizden bir şeyler katmak isteyebileceğiniz gibi rüzgar sizi nereye götürürse oradan bahsedebileceğiniz özgür bir alan tanıyor. Mitolojiden yemek tariflerine, anksiyeteden modaya kadar her telden podcast bulabilirsiniz.

İşte sana Spotify hesabın yoksa açtıracak; varsa da şarjının bitmesine sebep olacak 3 güzel podcast önerisi.

1-Merdiven Altı Terapi

Bazen zor zamanlar geçer başınızdan ve sizi anlayacak kimse bulamazsınız. Terapiye ayıracak ne vaktiniz ne de bütçeniz vardır ya, işte Deniz Dülgeroğlu’nun kendi yaşamından ve terapi günlüklerinden kesitlerini dinlerken hem eğlenecek hem de kaygılarınız konusunda yalnız olmadığınızı hissedeceksiniz. Anlatıcının samimi dili sayesinde zaman zaman karşılıklı bir sohbet içinde olduğunuzu zannedebilirsiniz.

Yaklaşık 20 yıldır terapiye giden, anksiyeteyle savaşan, hayatına ani değişikliklerle yön veren Deniz Dülgeroğlu‘nun Merdiven Altı Terapi‘si sahiden isminin hakkını veriyor. Çocukluk travmaları, aile ilişkileri, birey olma yolunda karşılaşılan sorunlar gibi pek çok konuya tecrübeleri doğrultusunda bakış atan Deniz dinleyicilerine merdiven altı terapi hizmeti sunuyor.

2- Kendine İyi Davran

Psikolog Beyhan Budak‘ın anlatımıyla adeta şifa bulacağınız Kendine İyi Davran podcast ortalama 5-6 dakikalık bölümlerle stresinizi alacak, yerine dingin ve motive bir “sen” bırakacak.

3- Fularsız Entellik

Immanuel Tolstoyevski adıyla simülasyon teorisinden kadın haklarına kadar pek çok farklı konuda yorumlarıyla merakınızı uyandıracak Fularsız Entellik podcastte hem ufkunuzu açacak hem de arkadaşlarla birlikte geçirilen bir günde havanıza hava katacak, sizi anlatırken ilgi odağı yapacak bölümleri bulunuyor. 

Benim günlük yaşamın stresinden kaçma ve ruhumu besleme konusunda geliştirdiğim pratik yöntemim podcast dinlemekti. Üç favori podcast kanalımı sizlerle paylaştım.

Siz yaşamın koşturmacası içinde nefes almak için neler yapıyorsunuz?

Daha önce, bahsettiğim podcast kanallarını duymuş muydunuz? Sizin favoriniz hangisi?

Yorumlarda buluşalım. Görüşmek üzere.    

0 Shares:
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir